Doğumda Oksitosinle Dans
Doğum, yalnızca rahim kaslarının çalıştığı fizyolojik bir olay değil; aynı zamanda bedenin ve ruhun birlikte hareket ettiği, derin bir hormon senfonisidir. Bu senfoninin merkezinde isebir hormon vardır: oksitosin.
Oksitosin, halk arasında “aşk hormonu” olarak bilinir; ancak doğumda bu hormon çok daha kapsamlı bir rol üstlenir. Sarah Buckley, oksitosini doğumun doğal ilerleyişini destekleyen“hormonal motor” olarak tanımlar. Bu hormon, rahim kasılmalarını düzenler, doğumu başlatır ve sürdürür. Aynı zamanda doğum sonrası plasentanın ayrılmasını sağlar ve kanamayı kontrol eder.
Ancak oksitosin yalnızca fizyolojik bir aktör değildir. Michel Odent, oksitosini sevgi, güven ve bağlılıkla doğrudan ilişkili bir hormon olarak açıklar. Doğumda oksitosin salgılanabilmesi için kadının kendini güvende, mahremiyette ve desteklenmiş hissetmesi gerekir. Ne kadar az gözlem, ne kadar çok güven ortamı varsa oksitosin o kadar rahat dans eder. Bu dans sadece anne için değildir. Doğumun hemen ardından salgılanan oksitosin, anne ile bebek arasında bağ kurmayı kolaylaştırır. Ten tene temas sırasında hem annede hem
bebekte oksitosin salgılanır; bu da süt üretimini tetikler ve duygusal bağın temelini atar.Doğumda oksitosinle dans etmek; kadının bedenine, doğanın bilgeliğine ve sevgiyle gelen güce alan açmaktır.
Kaynakça
Sarah J. Buckley – *Doğumda Hormonların Bedenimize Rehberliği* (Orijinal adı: *Hormonal Physiology of Childbearing*)
→ Oksitosinin doğumdaki rolü, doğum ortamının hormon salınımına etkisi ve anne-bebek bağlanmasına katkısı hakkında detaylı açıklamalar sayfa 30–41 ve 76–85 arasında ele alınmaktadır.
Michel Odent – *Aşkın Bilimleşmesi* (Orijinal adı: *The Scientification of Love*)
→ Oksitosin, mahremiyet, sevgi hormonlarının doğumdaki işlevi ve doğum sonrasıbağlanmaya etkisi hakkında içerik sayfa 21–35 ve 49–57 arasında işlenmektedir.
Doğal Doğum
Günümüzde kadınlar üzerinde bir çok baskı var. Onlardan biri de hamile bir
kadının nasıl doğum yapacağı üzerine. Bu mahrem konu herkesin dilinde.
Biliyorsunuz daha yeni bir olay: bir futbol takımın futbolcuları doğal doğumu
desteklemek için bir pankart açtılar. Futbol ne alaka? futbolcu ne alaka? demeyingerçekten bu ülkede her an her şey olabiliyor. Tabi burada mesaj kadınlardançok kocalarına veya ailedeki diğer erkeklere. Kadınlar üzerinde baskı kuracakherkese. Yine olan kadınlara.. Doğal doğum dediğimiz şey çevre baskısı ile doğumşekline karar verilmesi değildir! Kadının nasıl doğum yapacağı konusunda gerekyayınlarla gerek açıklamalarla müdahale etmek zaten doğal değildir!Aynı zamanda doğal doğum kadının “ne olursa olsun ben doğal doğumyapacağım, asla müdahale edilmesi”n demesi de değildir. Veya “hayır ben doğaldoğum yapmayacağım sezaryen olacağım” demek de doğal değildir. Veyadoktorun “tatile çıkacağım senin doğumunu şu zamana planlayalım” demesi hiçdeğildir. Teknik olarak doğum ne derken, bunu desteklerken aslında ne kadardoğallıktan uzaklaşıyoruz bunu da bir düşünmek gerekir.Doğal doğum aslında, mümkün oldukça müdahale edilmeyen kadının ve bebeğinişbirliği ile ilerlediği kadını anneliğe, bebeğine hazırlayan bir yoldur.Dr Gülnihal Bülbülün “Doğal Doğum” kitabında dediği gibi “Doğumun kahramanıvarsa bu ne doktor ne ebe ne de yanında bulunan herhangi biri değil kadındır,bebektir. Kadınlar kadar bebekler de doğumda aktif rol oynarlar, onlar dadoğmak için çaba sarfederler. Doğumun hayatın tüm önemli deneyimlerindeolduğu gibi ruhsal bir dönüşüme aracılık ettiği unutulmamalıdır. Doğumkadınlara anne olmak için gereken sabır ve dayanıklılığının sınandığı birdeneyimdir. Sabırsızlığın, güvensizliğin ve korkunun hakim olduğu doğumlardayüksek teknoloji daha hakim hale gelir. Kadın anne oluş halinden kopar, edilginhale gelir. Yüksek teknolojinin girdiği doğumların riski yokmuş gibi algılnmasıise tam bir yanılgıdır. Kadın, korku ve endişeden uzak, güven duyabileceği birekiple kendisini doğum ritmine bıraktığında her şey olması gerektiği gibiolacaktır”.Son olarak aslında doğumun müdahaleli mi yoksa doğal mı olacağına karar verenbebektir. O ne zaman nasıl ve ne şartlarda geleceğine kendi karar verebilecekbilgeliktedir. Ve benim şahsi fikrim bebeğin karar verdiği her doğum olmasıgereken doğal doğumdur.Bugün ki blog yazımı Doç DR. Gülay Rathfishin “Doğal Doğum Felsefesi”kitabında alıntı yaptığı bir yazı ile bitiriyorum. “Gebe bir kadın çok güzel meyveveren bir ağaca benzer, ama çok dikkatli ol.. Toplama zamanı gelmeden ağacısallarsan ya da dallarından çekersen, hem ağaca hem meyvesine zararverebilirsin” Peter Jackson.
Kaynaklar: Doğal Doğum Felsefesi Kitabı- Doç Dr Gülay Rathfisch-Nobel Tıp
Kitabevi-sf21
Doğal Doğum Kitabı-Dr Gülnihl Bülbül-Hayykitap- sf29
Doğum Korkusu
Çocukluğumdan beri doğum yapmaktan korkardım. Bu korkum hamileliği ve
bebek sahibi olmayı uzun bir süre ertelememe neden oldu. Artık belli bir yaşa
gelip yumurta rezervlerim azalınca tüp bebek tedavisine, yandan da doğum
korkumu yenmek için doğum destekçiliği(doula) eğitimine başladım.
Eğitimin ilk derslerinde “sağlıklı bir bebek dünyaya getirebilecek miyim?”
korkusunun aslında çoğu kadında mevcut olduğunu öğrendim. O anı dün gibi
hatırlıyorum. Hem şaşkın hem üzüntülü hem de yalnız olmadığımı hissetmiştim.Şaşkındım çünkü bu korku sadece kendi korkum değilmiş. Üzüntülüydüm çünkübu bilgiyi yeni öğrenmiştim ama belki de bebek sahibi olmak için çok geçkalmıştım. Yalnız değildim çünkü ne çok kadın benim gibi hissetmiş, hissediyorve hissedecekti.“Hamilenin işi endişelenmektir” diyordu bir kitapta. “Tüm kadınlar doğumağrılarından, bebeğinin sağlığından doğumda ölmekten kaygı duyar” diyerekdevam ediyordu kitap. Bu normal bir şeydi..
Okuduğum bir başka kitapta ise çoğu kadında olan bu doğum korkuları için neleryapılabileceğini kısaca şöyle sıralıyordu.“ Doğru bilgilenmek: Korkunun kaynağı çoğu zaman yarım, eksik veya yanlışbilgi. Doğru bilgiye ulaşmak için bağımsız bir doğuma hazırlık eğitimine katılmakveya doğuran kadına güç vermek için yazılmış kaynakları okumak gerek.Olumlu doğum hikayeleri dinlemek: Sizi etkileyecek zor doğum hikayelerinikesmekten çekinmeyin. Olumlu hikayeler dinleyin..Korkunun özünün anlamak: herkesin korku farklı olabilir. Sizin korkunuz ne vebununla nasıl başa çıkabilirsiniz..
Doğum sırasında güvende hissetmek için ihtiyacınız olan ortamı önceden
hazırlamak: Nerede, hangi doktorla doğuma gireceksiniz. Yanınıza neler
alacaksınız.Yardım almak: Eğer korkularınıza kapılıp gitmek istemiyorsanız bunu yalnızbaşınıza aşmak zorunda değilsiniz. Çeşitli uzmanlardan destek almakisteyebilirsiniz. Bir psikolog veya bir doula ile görüşebilirsiniz. Seçtiğiniz kişinindoğum konusunda bilgili ve tecrübeli olmasına özen gösterin” diye önerilerdebulunuyordu..İşte bu bilgiler benim önüme fener olup bambaşka bir yolculuğa çıkmamı sağladı,yolumu aydınlattı..
Kaynak: İçsel Doğum Kitabı-Pam England Rob Horowitz- Gün Yayıncılık- sf 35
Doğumun Bilgeliği- Başak Kutlu Atay-Kuraldışı- sf22-23
Doğumda Mahremiyet
Doğum, bir kadının en açık, en savunmasız ama aynı zamanda en güçlü halidir. Bu eşikte,mahremiyet yalnızca fiziksel bir ihtiyaç değil, aynı zamanda ruhsal bir korunma alanıdır. Birdoula olarak onlarca doğuma eşlik ettim; her birinde gördüğüm en temel ihtiyaç, kadının“güvende” hissetmesiydi.
Mahremiyet, sessizliğe izin vermektir. Annenin bakışlarından bir şey sormadan niyetinianlayabilmektir. Gereksiz ışıkları kısmak, yabancı ellerin bedenine müdahale etmesiniönlemek ya da annenin doğum pozisyonuna kendiliğinden karar vermesine alan açmak,mahremiyete hizmet eder.
Bir doğum odasında çok kişi olabilir; doktor, ebe, hemşire, hastane personeli... Ama kadınınkalabalıktan önce ihtiyaç duyduğu tek şey, saygıdır. Çünkü mahremiyet, sadece bir kapıyıkapatmak değil; o kapının ardında güvenle kendini bırakabilmektir.Kadın doğururken hormonları, özellikle oksitosin hormonu, mahrem bir ortamda en doğalşekilde salgılanır. Her göz, her yabancı ses, her müdahale bu doğal akışı kesintiye uğratabilirve doğumu yavaşlatıp anneyi yorabilir. Ben bir doula olarak annenin mahremiyetini korur
onun rahat etmesi için elimden geleni yaparım; gerekirse aile üyeleriyle sessizce bir köşededurur, göz göze bile gelmeden onun alanını tutarım.
Mahremiyet sadece kadına değil, bebeğe de saygıdır. Bebeğin geliş yoluna izin vermek vebebekle beraber hareket eden anneye destek olmaktır.
Doğumda mahremiyet, annenin kendi doğumunu yaşıyor olmasına izin vermektir. O anısahiplenmesine, güçlenmesine, bağ kurmasına alan açmaktır. Çünkü mahremiyet, doğumunkutsallığını koruyan görünmez bir çemberdir.
Plasentaya Saygı
Doğumlarda hep üzülmüşümdür plasentaya. Çünkü çöp olarak görülür. Ya tıbbiatıkla atılır ya da günümüzde popüler güzelleşme yöntemi olarak kullanılmaküzere bir kenara ayrılır. Oysa plasenta bir akciğer gibi bebeğinize oksijen sağlar,kalp gibi bebeğinizin dolaşımını destekler, karaciğer ve mide gibi bebeğinizebesin maddelerinin geçişini sağlar, böbrekler bağırsaklar gibi atıklarıuzaklaştırır, ve iskelet sistemi gibi bebeğinizi dış etkenlerden korur. Ömrü isedoğumda son bulur. Anne ve bebek arasında köprü olmuş ve bebeğin hepyanında ona eşlik etmiştir.Her gebeye anlatırım plasentanla da konuş diye. Onu da gör onu da sev diye. Vedoğumdan önce gebelere sorarım “plasentayı doğumdan sonra ne yapmakistersin? İstersen bir ağacın altına gömebiliriz” diye muhakkak teklif ederim.Eskilerden kalma plasentayı toprağa gömmek, ağaç altına gömmek birgelenektir. Onun da onurlandırılması gerekir diye de ekliyorum. Doğum oluyor,bebek geliyor plasenta ise biraz sonra geliyor. Hemen soruyorum düşündün müne yapalım plasentayı? Genelde atalım deniyor ve o an benim de içim gidiyor.
Çünkü bebeğin eşi olarak da bilinen plasenta saygıyı hak ediyor.Plasentanın farklı inançlara uygun olarak gömülmesi hem gelenksek hem degünümüzde en sık rastlanan plasenta ritüellerinden. Eğer siz de plasentanızınnbebeğinize ait olduğunu hissediyor ve hastanede bırakmak istemiyorsanız onugömebilirsiniz. Plasentanızı gömdüğünüz yere bir ağaç dikebilir veya balkondaolacaksa ufak bir saksı içine gömebilirsiniz. Hangi ağacın dikileceğine eskidenbazı yerlerde bebeğin cinsiyetine, bazılarında ise hangi ayda doğduğuna görebelirlenirmiş. Siz de yaşadığınız yerin koşullarına uygun, kendi aileniz içinanlamlı bir bitkide karar kılabilirsiniz. Ağacınızın bebeğinizle büyümesiniizlemek eşsiz bir duygu olsa gerek..Kaynaklar: www.drberilgurlek.com Plasentanın Gizemi isimli yazısı,
Başak Kutlu Atay-Doğumun bilgeliği-kuraldışı-sf200--201
Latest insights
Discover essential nutrients for a healthy pregnancy and how to incorporate them into your daily routine.
Get practical tips for managing early pregnancy symptoms and setting up your support system.
Learn how to select a healthcare provider and what to expect during your first visits.
Connect with others, find local resources, and create a supportive environment for your journey.
Explore gentle workouts and movement tips to stay active and energized throughout each trimester.
Simple, balanced meal ideas to help you and your baby thrive during pregnancy.
Practical strategies for emotional well-being and relaxation as you prepare for parenthood.
Follow week-by-week changes and learn what to expect as your pregnancy progresses.
Discover expert advice on every stage of your pregnancy journey.
Read inspiring stories and practical guides from real parents.
Get answers to common questions and connect with a supportive community.